Tag Archives: ÇED

Köylüler Çanakkale’de Maden Avına Çıkan Kanadalı Madencilere Karşı

Standard

Kanadalı Teck Madencilik Firması, Çanakkale’nin Ezine ilçesi Üsküfçü Köyü mevkiinde yarma açma yöntemiyle maden arayacak. Çanakkale Valiliği’nin uygun bulduğu maden arama projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın arama ruhsatı verdiği alanda 12 yarma açılacak, verimli tarım toprakları kazı yöntemiyle kaldırılacak. Çevre Düzeni Planı’nda orman, ağaçlandırılacak alan, tarım arazisi ve mera olarak gözüken 600 hektar büyüklüğündeki ruhsat sahasında yer alan yarma hattı alanlarında fıstıkçamı ve meşe ağaçları var.

Untitled

Yenice’de feldispat çıkaracak, Ezine’de toprağı yaracak

Türkiye’de 20 yıldır faaliyet gösteren, merkezi Kanada’da bulunan Teck Madencilik firması; Çanakkale’nin ormanlarından, dağlarından, tarım arazilerinden, suyundan elini çekmiyor. Şirket son olarak bir ay önce Yenice’nin Çakıroba köyü mevkiinde cam, seramik ve boya sanayinde kullanılan feldispat aramak için başvuru yapmış; Çanakkale Valiliği feldispat maden ocağı projesi için “ÇED gerekli değildir” kararı vermişti. Çevresel Etki Değerlendirmesi gereksiz bulunan, orman ve tarım arazilerinin üzerinde yer alan feldispat maden ocağı; Gönen Ovasını sulayan, Bandırma’ya içme suyu sağlayan Gönen Barajına 8 km uzaklıkta. Ayrıca şirketin feldispat çıkarmak istediği bölgede 22 kuş türü yaşıyor ve bazılarının nesli tükenme tehlikesi altında. Yüzlerce ağacın kesileceği, toprağın kazılacağı, doğal yaşamı tehdit eden proje için çevrecilerin dava açtığı şirket şimdi de  Ezine’de ortaya çıktı.

Teck Madencilik AŞ’nin Çanakkale’nin Ezine ilçesi Üsküfçü Köyü mevkiinde yarma açmak suretiyle maden aramak istediği proje için hazırladığı dosyada yer alan bilgilere göre ruhsat sahası; Ezine merkeze kuş uçuşu 3,2 km, Üsküfçü köyüne ise 600 metre uzaklıkta yer alıyor. Toplamda yaklaşık 1,6 km uzunluğunda 12 adet yarmanın açılacağı ruhsat sahasında 7 numaralı yarmayla bir ev arasında sadece 5o metre var. Eni ve derinliği 2 metre, boyu 54 metre ve 239 metre arasında değişecek yarmaların her birinden 216 m3 ile 956 m3 arasında toprak alınacak. Yarma çalışmalarıyla elde edilen toprak numuneleri laboratuvarda incelenecek, bölgede maden olup olmadığı, dağılımı tespit edilecek. Dosyada belirtildiğine göre; gerekirse projedekilerden farklı noktalarda da yarmalar açılabilecek.

Untitled2

Maden bulunursa sıra çıkarmada

Proje kapsamında çalışmalar başlamadan önce; yarma yapılacak alanda bulunan ortalama 0,25 metre kalınlığında tarıma elverişli nebati toprak kaldırılacak. Arazinin hazırlanması aşamasında, nebati toprağın sıyrılma, boşaltma ve geçici olarak depolanma işlemleri sırasında yoğun toz emisyonları ve gürültü oluşacak. Faaliyetin gerçekleştirileceği yarma alanları içinde çok sayıda fıstıkçamı ve meşe ağacı var. Tarımsal sulama amaçlı kullanılan Akçin Deresi proje alanının 930 metre doğusunda yer alırken Geyikli Gölet’i  8 km batısında kalıyor. Yarma çalışmalarının tamamlanmasından sonra madenin kalitesi, kalınlığı, ruhsat sahası içinde dağılımı tespit edilecek ve şirket bu kez tespit ettiği madenin çıkarılması ve işletilmesi için kolları sıvayacak. Şirket bu kez madeni çıkarmak için başvuruda bulunacak.

Köy 2000 yıldır orada

Geçimi tarım ve hayvancılığa dayanan Üsküfçü’de köylüler ne topraklarının yarılmasını istiyor ne  de maden çıkarılmasını. 85 nüfuslu köy yüzlerce yıldır yaşadığı, ekip biçtiği, karnını ve hayvanlarını doyurduğu topraklarını, temiz havasını madencilere bırakmak istemiyor. İki bin yıla uzanan geçmişlerinden izler taşıyan, çeşitli dönemlere ait arkeolojik kalıntıların yer aldığı topraklarının talan edilmesine karşı çıkıyor. Şirketin hazırladığı dosyada ruhsat sahasına en yakın kalıntıların, yarmaların açılacağı bölgeye 200 metre mesafede 1. Derece Arkeolojik Sit Alanında olduğu ifade ediliyor.

Köylülerden imza yok

1/5000 ölçekli Çevre Düzeni Planında orman, ağaçlandırılacak alan ve tarım arazisi olarak gözüken alanda yarma hatları orman ve şahıs parselleri üzerinde yer alıyor. Şirket tarafından hazırlanan dosyaya göre bölgede maden olup olmadığını tespit etmek için  çalışmaya başlamadan önce orman arazilerini yarmak için Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü’nden izin alınacak. Şahıs arazileri içinse arsa sahipleri ile muvaffakname imzalanacak. Üsküfçü köyü muhtarı Ahmet Benli şimdiye kadar kimsenin muvaffakatname imzalamadığını ve imzalamayacağını söyledi;
“Köyde kimse madene razı olmaz, ben de köyümün arkasındayım. 60 yıldır bu köyde yaşıyorum, topraklarımızın yarılmasını, doğamızın bozulmasını istemiyorum. Biz madene karşıyız, diğer köylerde olduğu gibi kadın erkek birlikte direnmeye, madencilerin karşısına dikilmeye hazırız.” dedi.

Direniş öyküleri güç veriyor

Biga Yarımadasından Kazdağlarına, dağlardan kıyılara, su kaynaklarından adalara dört koldan Çanakkale’nin yaşam alanlarına yapılmak istenen doğa talanına karşı köylülerin başlattığı direniş rüzgarı dalga dalga yayılıyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı birlikte yazılan direniş ve başarı hikayeleri; maden şirketleriyle ilk kez karşılaşan köylülere yol haritası oluyor, dayanışmanın gücünü hatırlatıyor. Üsküfçü köylüleri de Kazdağları ve Karadağ’ın çevresindeki köylüler gibi madene karşı dimdik ve birlikte durarak; yüzlerce yıldır yaşadıkları toprakları madencilere bırakmayacaklarını herkese duyurmaya hazırlanıyor.

MADENE KARŞI KADIN DAYANIŞMASI

Standard

Köylerinde altın aramak isteyen ESAN Eczacıbaşı AŞ’ye karşı aylarca direnen, şirketin sondaj çalışmasına başlamasını beklemeden  açtıkları davaya Çanakkale İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmesiyle tüm ülkeye örnek olan Karadağlılar tam rahat bir nefes almıştı ki, bu kez komşu köy Dondurma ayaklandı. Çanakkale’nin Çan ilçesi Dondurma köyünde, Koza Altın İşletmeleri’nin planladığı Altın-Gümüş-Kurşun Madeni projesinin 29 Ocakta yapılacak olan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) toplantısı öncesi bir araya gelen köy halkı; çevre köylerin de desteğini yanlarına alarak madene karşı yeni bir mücadele başlattı. Kadınlar; Karadağ direnişinde olduğu gibi yine en önde yer aldı.
10904858_10153039101311585_409619760_n

Köylerinde planlanan maden projesine karşı başlattıkları mücadelede kendilerini bekleyen sürece ilişkin Çanakkale Çevre Platformu’ndan bilgilendirme toplantısı talep eden köylüler; şirket projeden vazgeçene kadar direnmeye kararlı. Madenciliğin doğaya ve sağlığa verdiği  zararların anlatıldığı toplantıya Dondurma köylülerin yanı sıra, projenin ruhsat sahasında kalan Ahmetler köyü ile madene karşı çevre mücadelesinde deneyim kazanan Karadağlılar da katıldı. Dondurma köyü muhtarı Hayati Gündüz de ellerinden geleni yapmayı hazır olduklarını ifade ederek köylülerin yanında olduğunu açıkladı.

20150120_200257

Proje sahasında Lapseki, Çan ve Biga’nın köyleri

Şehir merkezinin yaklaşık 40 km doğusunda yer alan maden çalışma sahası; Dondurma köyüne 2 ve 3,5 km uzaklıklarda yer alan iki ayrı işletme sahasından oluşuyor. Açık ocak işletmeciliğiyle, delme patlatma yöntemiyle 30 hektarlık alanda toplam 400 bin ton altın, gümüş ve kurşun cevherinin üretileceği projede; üretimden açığa çıkacak 840 bin ton ekonomik değeri olmayan kayanın proje sahasında depolanacağı; cevherin şirketin İzmir Bergama’daki Ovacık Altın Madeni’ndeki  zenginleştirme tesisine taşınacağı belirtiliyor. Koza Altın İşletmeleri’nin bölgede planladığı maden projesinin ruhsat sahası Çan’ın Dondurma köyünden değil; Lapseki’nin Balcılar ve Eşialan, Biga’nın Ahmetler, Ramazanlar ve Bezirganlar köyleri ile aylarca altın madenine karşı direnen Karadağ’ın sınırlarından da geçiyor.

harita

İki işletme sahasından oluşan ve 5 yıl işletme ömrü öngörülen projede; ilk iki yıl 1. işletme sahasında, devam eden üç yıl boyunca ise 2. işletme sahasında üretim yapılması planlanıyor. ÇED Başvuru Dosyasında “Ancak cevher üretiminin yanı sıra bir taraftan da arama faaliyetleri sürdürüleceği için yeni rezervlere rastlanması durumunda işletme ömrü de uzatılabilecektir.” ifadesi dikkat çekiyor.

Maden çalışma sahasının kuş uçuşu 750 m uzaklığında, 1.derece arkeolojik sit alanı yer aldığı ifade edilirken; şirketin ÇED Başvuru Dosyasında; “Proje kapsamında yer alan sahalar ve yakın civarlarında Kültür Varlığı veya Sit özellikleri taşıyan sahalar bulunmamaktadır” deniyor. Maden çalışma sahasının büyük kısmını orman ve tarım arazileri oluşturuyor. Üstelik DSİ tarafından yöredeki 9 bin  hektarlık sahanın sulanması amacıyla 2000 yılında işletmeye alınan Bakacak Barajı da 1. işletme sahasına kuş uçuşu 2,6 km mesafede yer alıyor.

10887766_10153039099821585_1977309888_n

Geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlayan köy halkı; suyunun, temiz havasının, toprağının kirletmesinden, ekolojik dengenin zarar göreceğinden ve sağlığından endişe duyuyor. Dondurma köyü maden istemiyor. Çanakkale Çevre Platformu’nun bilgilendirme toplantısına yoğun ilgi gösteren köylüler, maden istemedikleri ve dayanışma içinde direnecekleri mesajını her fırsatta dile getiriyor.

dondurma1

Kadın Dayanışması

Projenin ÇED başvuru dosyasında yer alan ayrıntıları köylülere aktaran İl Genel Meclisi Üyesi, Çanakkale Çevre Platformu eski dönem sözcüsü Hicri Nalbant; köy halkının kendi içinde ve çevre köylerle dayanışmasına, madeni istemediklerine dair kararlılıklarına ve kadınların köylerini savunma heyecanlarına dikkat çekti. Karadağlıların altın madenine direnişinin ve platformun şirketlere karşı açtığı tüm davaları kazanmasının mücadeleyi büyüttüğünü ve güç kattığını hatırlatarak; “ÇED toplantısından önce yaptığımız bu bilgilendirme toplantısında, Dondurma köyünün madene karşı direneceği ve kadınların da mücadeleyi  en önde götüreceği anlaşıldı. Bugüne kadar kadınların yer aldığı her eylemden başarılı sonuçlar aldık. Kadınların bu toplantıya katılmaları, köylerini madene karşı savunmaları, birlik ve kararlılıkları hepimize umut oldu. Oldukça başarılı ve etkili geçen bu toplantının sonuçlarını önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.” dedi.

dondurma 4_o

Dondurma, Ahmetler, Karadağ  yan yana

Karadağlı kadınların büyük ses getiren ve dikkatleri köye çeken mücadelelerinin diğer köylere ve Dondurma’ya da örnek olduğunun altını çizen Hicri Nalbant; “Köyün erkeklerinin, kadınlarının, çocuklarının, Karadağlı kadınların,  bölgede ve şehirde yaşayanların 29 Ocakta yapılacak olan ÇED toplantısına birlikte katılması çok önemli. O gün çok kalabalık olacağız. Muhtemelen köylüler o toplantıyı yaptırmayacaklar. Karadağ’da olduğu gibi Dondurma’da da şirketin köyü terk edeceğini umuyoruz” diye konuştu.

dondurma2

Bilgilendirme toplantısında Uşak Kışladağ Altın Madeni’nin doğada, hayvanlarda ve köylülerin yaşamında yarattığı tahribatın, yaşanan sıkıntıların anlatıldığı bir belgesel seyreden köylüler; görüntülerden çok etkilendi. “Kışladağ gibi köyümüzün, suyumuzun, havamızın, sağlığımızın yok edilmesine tanık olmak istemiyoruz.” diyerek tepki gösterdi. Köylüler; madene karşı olduklarını ÇED toplantısında da haykıracaklarını dile getirdi. Maden işletmesinden etkilenecek olan köylerden Ahmetler de bilgilendirme toplantısı talep etti.

ÇED toplantısı 29 Ocakta
Koza Altın İşletmeleri tarafından Çan’ın Dondurma köyü civarında, büyük kısmı köylülerin tarlaları ve ormandan oluşan 30 hektarlık sahada 400 bin ton rezerv çıkarılmasını içeren Altın, Gümüş, Kurşun Madeni Projesi’nin halkın katılım toplantısı, 29 ocak Perşembe günü saat 14.00’de Dondurma köyünde yapılacak. Toplantıya Dondurma’nın yanı sıra Karadağ, Ahmetler ve projenin ruhsat sahasında kalan diğer köylerle Çanakkale Çevre Platformu da katılacak. Dondurma, Karadağ ve Ahmetler köyü kadınları; yaşam haklarını bir kez daha altın madenciliğine karşı birlikte savunacak, şirket topraklarını terk edene kadar madenin karşısında birlikte duracak.         20150120_201826

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

HEM DENİZDE, HEM KARADA TERMİĞE DİRENİYOR KARABİGA

Standard

Karabiga’da termik santral kurmak isteyen, yargının yürütmeyi durdurma kararına ve halkın karşı çıkmasına rağmen
dörde böldüğü projeden, dört ayrı ÇED süreci yürüterek vazgeçmeyen Cenal Elektrik AŞ; bu kez Akdeniz foklarını
ve deniz kaplumbağalarını görmezden geldi. Hazırlanan son ÇED raporunda; ODTÜ’lü bilim insanlarının Karabiga
kıyılarında  yaşadığını ve ürediğini tespit ettiği, nesli tükenme tehlikesi altındaki Akdeniz fokları ve caretta carettalara
rağmen, “Proje sahası ve çevresinde Bern Sözleşmesi gereği koruma altına alınmış alan bulunmamaktadır.” denildi.

10731047_10203813107983208_8547946470663253718_n

Daha önce iki kez iptal edilen ÇED olumlu kararlarının ardından üçüncüsü hazırlanan ÇED raporunun İnceleme ve
Değerlendirme sürecinde; Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü; termik
santralin Akdeniz foklarının yaşam alanı olan deniz mağaralarına yakın olduğundan bahsedilmediği gerekçesiyle rapora
itiraz etti. Değerlendirmesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığına da ileten kurum; termik santrali soğutmada kullanılacak ve
ısınmış halde geri bırakılacak suyun, deniz yaşamını ve akdeniz foklarını olumsuz etkileyeceğini ve bu durumun raporda
yer alması gerektiğini belirtti. Bu uyarıya rağmen yaşam alanı termik santral tehlikesine giren foklar için yeni bir düzenleme yapılmayan rapora, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED olumlu kararı verdi.

10749098_10152846817861585_462762784_n

Çanakkale Çevre Platformu; Cengiz Holding ve Alarko ortaklığındaki Cenal Elektrik AŞ’nin raporda gizlediği Akdeniz
fokları ve kaplumbağalar için Çanakkale’nin Biga ilçesindeki Karabiga kıyılarına gitti. İnceleme gezisine katılanlar fok
ve caretta caretta göremedi ancak yaşam alanları olan deniz mağaralarının hemen yanında, denizin doldurularak termik
santral inşaatının devam ettiğini ve bölgede planlanan çok sayıda yeni termik santrallerle de birlikte doğanın, insanların
ve deniz canlılarının nasıl bir tehdit altında olduğunu gözlemledi.

1511249_10152850499586585_6445380820165508831_n

Termik santral inşaatının yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen devam etmesinin hukuksuz olduğunu ifade eden
Platform üyeleri; yerleşim alanına çok yakın olan santralin bacasından havaya karışacak gazların insan sağlığına ve
ekosisteme vereceği zararlara dikkat çekti. Bölgede akdeniz foku ve deniz kaplumbağası yaşadığını belgeleyen ODTÜ’ye
teşekkür edilirken; Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Karabiga’daki Akdeniz foku ve caretta caretta popülasyonunu tespit
etmek üzere göreve çağırıldı.

10300321_10204424249979781_7123431532250055204_n

Çanakkale Çevre Platformu, Çanakkale Dayanışması ve mahalle meclislerinden oluşan yaklaşık 60 kişilik grup; Lapseki –
Karabiga hattındaki mevcut ve planlanan termik santrallerin etki alanlarına yaptıkları inceleme gezisine, Lapseki’nin
Alpagutlu Köyü’nden başladı. Çanakkale Çevre Platformu Eski Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; burada yapılmak istenen
ancak yerel seçim arifesinde askıya alınan 1320 megawatt gücünde termik santral projesinin hayata geçmesi halinde
tarım arazilerinin büyük zarar göreceğini kaydetti.

10672355_10203813073142337_4959323417998866758_n

Çanakkale’nin en bakir koylarından Lapseki Kirazlıdere’de, Filiz Kirazlıdere Elektrik Üretim A.Ş. tarafından iki ünite
halinde  yapılması planlanan toplam 1200 megawatt gücündeki Kirazlıdere -1 ve Kirazlıdere – 2 termik santralleriyle
ilgili süreç  hakkında da bilgi veren Hicri Nalbant; açılan davalara yürütmeyi durdurma kararı verildiğini, iptal kararı
çıkana kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi.

10645300_10152850498836585_2706664962412525811_n

Bölgedeki mevcut ve planlanan yeni termik santrallerin hayata geçmesi halinde kuş uçuşu 30 km mesafede 4 termik santralin yer alacağı Kirazlıdere, Bekirli, Kemer, Değirmencik, Aksaz köyleri ile Şahmelek koyu, Karabiga burnu kıyı hattı boyunca  ilerleyen grup; Akdeniz foklarının yaşam alanı olan deniz mağaralarını da karadan ve tekneyle denizden izledi.

10410417_10203813099983008_2287777097606980113_n

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünden bilim insanları; termik santralin ÇED raporunda yer verilmeyen Akdeniz foklarının
Karabiga’daki deniz mağaralarında yaşadığını; Nisan – Haziran ayları arasında yaptıkları araştırmalarda keşfetti.
Akdeniz foklarının Karabiga’da yaşadığına dair bulgulara, hakemli Zoology In The Middle East dergisinde de yer verildi.
Karabiga sularının Akdeniz foku için çok önemli bir yaşam alanı olduğuna dikkat çeken makalede; “Bölgede yapımı planlanan kömüre dayalı termik santral, fokların Marmara Denizindeki son sığınağını yok ederek türün yok olmasına yol açabilecek ciddi bir risk oluşturmaktadır.” denildi. Araştırmacıların yanı sıra balıkçılar ve dalgıçlar tarafından da görüntülenen 3 metre boyundaki  dişi fokla bir buçuk metre boyundaki yavru fok; türün erişkinliğe ulaşmadan doğduğu bölgeyi terk etmediği bilindiğinden,  Karabiga’da dünyaya gelmiş olabilecekleri ihtimalini de güçlendirdi.1533915_10203813101823054_189836186789706484_n

Çanakkale Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. İlhan Pirinçciler; “Kemerde Parion, Karabiga’da Priapos antik kentinin üzerinde termik santral kuranlara, Karabiga’da koyları doldurup dolgu alanlarıyla, limanlarla kıyıları talan edenlere, Yırca’da zeytin ağaçlarını kesenlere karşı yaşam savunucularıyız. Bugün fokları göremedik ama biliyoruz  foklar orada. ODTÜ’lü bilim insanlarına çok teşekkür ediyoruz. Fok ve caretta carettaları yavrularıyla birlikte gözlediler. Karabiga sularında yaşadıklarını, çoğaldıklarını, deniz mağaralarında büyüdüklerini, buranın yaşam alanları olduğunu belgelediler. Cenal Enerji; burada öyle bir yaşam alanı yoktur, dedi. Biz şimdi  ÇED raporuna yine itiraz ettiğimizde, ODTÜ’lü bilim  insanlarının tespitlerini de önlerine koyacağız. Cenal Elektrik burada rahat edemeyecek. Buralara meyve bahçeleri, hayvan çiftlikleri kurarak termik santrallerin zararsız olduğunu belgeleyemezler.  İnsanların yoksulluğu, işsizliği üzerinden Karabiga ve Çanakkale halkını böyle zararlı emisyonlara mahkum edemezler Çanakkale’deki bilim insanlarından da buradaki fok ve kaplumbağa popülasyonunu tespit etmelerini rica ediyoruz. Bu, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nin sorumluluğudur.” dedi.

1546270_10152850500571585_3432921054168740085_n

Çanakkale Çevre Platformu Eski Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; “Karabiga’nın merkezine Çanakkale’nin en büyük termik santrali kuruluyor. Karabiga’nın, böyle dünya harikası bir yerin içine ölüm saçan termik santralin kesinlikle kurulmaması lazım. Sadece Karabiga santrali de değil; buradan Lapseki’ye, Çanakkale’ye kadar kurulacak termik santral sayısı o kadar çok ki…Tüm  termik santraller için davalar açtık. Tümünde yürürlüğü durdurma, çoğunda iptal kararları aldık. Cenal Enerjiyle bu kaçıncı iptal kararımız, bilmiyorum. Bundan sonra da sonuna kadar direneceğiz. Bu santralleri buraya kurdurmayacağız. Karabiga halkına  ve Karabiga Temiz Doğa Derneğine mücadeleleri için teşekkür ediyoruz. Bir aradayız, bu mücadele sonuna dek sürecek” dedi.

10421282_10203813103583098_7330740557279884994_n

Hicri Nalbant; Karabiga Belediye Başkanının Karabiga’da termik santral kurulması için çaba gösterdiğini iddia ederek bir
an evvel halkın yanında yer almasını istediklerini belirtti;
“Karabiga halkı bu santralin buraya yapılmaması için direnirken santral buraya kurulsun diye çaba gösterenler de var.
Çaba gösterenlerden birisi de Karabiga Belediye Başkanı Muzaffer Karataş. Karabiga belediyesinin bir an evvel bu tavrından vazgeçmesini ve halkın yanında olmasını diliyorum. Santrallerin bacalarından çıkan zehirli gazlar havadaki su ve nemle birleşerek asit yağmurları olarak bu bölgenin üzerine yağıyor. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Ayrıca termik santral Priapos Antik Kentinin içine ve Akdeniz foklarının yaşam alanına kuruluyor. Sıkıntı büyük, herkesin aklını başına alması lazım.”
dedi.

10799729_10152846816951585_99950628_n

Cenal Elektrik AŞ’nin Karabiga’da kurmak istediği termik santral için ilk yürütmeyi durdurma kararı 2013’de verildi. Bunun üzerine şirket ÇED yönetmeliğinin; entegre projelerde tüm üniteleri kapsayan tek bir ÇED Raporu hazırlanması yükümlülüğünü içeren 25. maddesine aykırı olmasına rağmen projeye 4 ayrı ÇED raporu hazırladı. “Cenal Enerji Santrali ve Derin Deniz Deşarjı Projesi”, “Cenal Atık Depolama Sahası”, “Cenal Yeni Dolgu Alanı” ve “Cenal Enerji Santrali Deniz Yapıları” olarak hazırlanan ÇED raporları, her biri ayrı bir projeymiş gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunuldu. Çanakkale İdare Mahkemesi, bakanlığın ÇED olumlu kararı verdiği iki proje için yürütmeyi durdurma kararı verdi, bir projenin de ÇED yönetmeliğine aykırı olduğunu bildirdi. Öte yandan verilen yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen çalışmalarına devam eden şirketin termik santral inşaatı, 27 Haziran’da mühürlenmişti. Cengiz İnşaat ve Alarko ortaklığındaki Cenal Elektrik AŞ’nin tüm bu gelişmelerin ardından hazırladığı “Cenal Enerji Santrali, İskelesi, Atık Depolama Sahası ve Derin Deniz Deşarjı Projesi” başlıklı son ÇED raporu için olumlu kararı verildi.

10384524_1536540326594326_8540367558125360589_n