Monthly Archives: Mayıs 2013

İrfan Değirmenci samimiyetin,heyecanın,hevesin,emeğin ve haberin merkezinden bildiriyor yüzümüzü gülümsetecek hikayesini…

Standard

Dünya dönüyor, gündem baş döndürücü bir hızla değişiyor,  manşetler birbirini deviriyor…
O, her sabah bize hayatın içinden,bizden haberler anlatıyor.
Gündem ne olursa olsun, bizim günümüz aydın olsun diye, en içten gülümsemesiyle “günaydın” diyor, yedi senedir gün; bu aydınlık günaydın ve anlattığı haberlerle başlıyor.
Pek iç açıcı değilse haberler, yüzümüzü gülümsetecek haberlerin de varlığının güvenini veriyor… Gecenin karanlığından gün ağarıncaya kadar güçlü ekibiyle birlikte titiz çalışmalarıyla seçtikleri yeni güne yeni haberlerle,  hayatın içinden başarı ve ümit dolu öykülerle, güneşle aydınlanamayan  hayatlara da bir deniz feneri yakıyor…

Umut oluyor, güç veriyor, anlattığı haberlerin alt metinlerinde, içten içe yeni günün güzel haberlere, yüzümüzü gülümsetecek öykülere hazırlandığını fısıldıyor…

O markalaştırdığı, Türkiye’nin “en çok izlenen” Sabah Haberleriyle; yedi yıldır hayatımızın en davetli, içten sabah misafiri… Eminim çoktan anladınız kimden bahsettiğimi ve siz de mutlu oldunuz şu anda en az benim gibi..

113

Sabah kahvaltılarımızın, işe yetişme telaşımızın, sabah sporlarımızın, güne başladığımız her aşina anın fondaki tanıdık sesi;  güne erken başlama, onu biraz daha izleyebilmek için işe, okula geç kalma sebebi…

KPSS’ye gireceklerin, atanamayan öğretmenlerin, eş durumundan tayin bekleyenlerin, emeklinin,işçinin, doktorun,  hemşirenin, sütünü ederinin altında satmak durumunda kalan üreticinin ya da mahsulu tarlada kalan çiftçinin, One Direction hayranı gencin, kar tatili bekleyen öğrencinin, takımının başarını kutlamak ya da akşamki maça dair haber almak isteyen fanatiğin düşüncesinin, sorularının ekrandaki simultane sesi…

Bazen imkansızlığını umutla devşirip okula gitmek isteyen öğrencilerin, hastalığını yenmiş, engellerini aşmış, doğan güneşin peşinden azimle yol almış, umutla hayata karışmış kahramanların hikayelerinin enerjisi… Haberin sahasından ve dinmez heyecanından İrfan Değirmenci : )

Aslında tam da böyle tasarlamıştım onlar radyoya gelmeden evvel ayna karşısında son bir kez daha sunum için çalışırken nasıl takdim edeceğimi sevgili İrfan Değirmenci’yi… O her sabah hala gülümseyerek dahil olduğu hayatımıza anlatırken haberleri, böyle olabilirdi herhalde biz izleyicileri için tasviri…

Yerlerimize geçtik. Kameranın işaretiyle başladım programı sunmaya aynen bu cümlelerle; yüksek tonda, kalp atışlarım ağzımda ! Devam ederken, heyecandan gittikçe düşen ses tonumla şunu deyiverdim bir anda: ” İrfan Bey şu an yapamadım, çok özür dilerim…”  Halbuki alışığım kamera karşısında olmaya, bu kez öyle değil ama, canlı yayına da… Evet her zaman heyecanlanırdım ama bu heyecanda zaten benim için bu işin sihri… Sevmez ve heyecan duymazsam, enerjimi yansıtamam, mesleğin hakkını veremem ki…  Bu kez haber anonsu tabiriyle, “kırmızıydı heyecanımın ve mutluluğumun alarmı”: ) Zira röportaj teklifimi kabul ederek Kampüs FM’e de gelen, sorularımı yanıtlamak üzere yanımdaki koltukta oturan, aynen ekrandaki enerjisiyle bakan  isim; sadece benim değil Türkiye’nin severek izlediği,  sevgili Mehmet Ali Birand’ın öğrencisi, yılların deneyimli habercisi,  saha deneyimini naif heyecanıyla harmanlayarak her sabah bize haber anlattığı koltuğa gelinceye kadar geçtiği yolları her zaman merak ettiğim, İzmir’de muhabirken gündem toplantılarına katılmadan önce akışını ve güne yorumunu aklıma  not ettiğim, sadece bültende izlerken bile çok şey öğrendiğim, muhabirliğine ve muhabirine her zaman imrendiğim İrfan Değirmenci = )

img_3486

Şu an gülümseyerek anlatıyorsam az sonra sizin de dinleyeceğiniz, programın başındaki bu halimi, sebebi Sevgili Değirmenci’nin o duraksamamdan sonra ” Bence çok güzel yaptınız” diyerek beni cesaretlendirmesi, kendisi gibi ve naçizane benim gibi, meslek heyecanını son anına kadar yüreğinde taşıyan Birand’la arasında geçen, tam da o andaki heyecanımı yansıtmış halime kendinden bir örnek vermesi… Ben davetimizi kabul edip gelen Değirmenci’nin ve radyodaki arkadaşlarımın  güvenini boşa çıkardığımı zannetmişken,  O’nun bütün deneyimi, inceliği, anlayışı, naifliği, enerjisi ve  samimiyetiyle  “Burda olduğuma şimdi daha da mutluyum. Şimdi sorularınızı cevaplamaya hazırım” demesi, “heyecan, samimiyet ve yayıcılık”la  ilgili bu kez canlı canlı “ders vermesi” : ) Röportajın her anı benim için çok kıymetli…

İyisi mi baştan almalı bu fotoğrafın hikayesini… Radyo programım için kampüse geldiğimde gördüm Değirmenci’nin bir sonraki cumartesi üniversiteye konferans için geleceğini müjdeleyen afişi… Konferans,15 .30 da ve tam da radyonun karşısında kültür merkezi… Zamanlama harika gibi, davet etsem programa gelir mi ki? Vakit kaybetmeden iletişime geçtim konferansı düzenleyen Ortak Akıl Topluluğu ile ve mini bir telefon trafiğinden sonra topluluktan Taner Gök,Değirmenci’nin mail adresini verdi… Ona da anlattım hayalimdeki röportajın benim için ne denli önemli ve heyecan verici olduğunu… Cevap Geldi: “yetişebilirsek büyük memnuniyetle:)” Nasıl gülümsediysem bilgisayar ekranına , hayal meyal hatırlıyorum mesai arkadaşlarımın yanıma geldiğini hayrola bakışlarıyla : )

Sabahlara kadar programa hazırlıkla geçti o hafta, işin en keyifli yanı  röportajdan sonra bu benim için; dersine çalışma… Bu arada Radyonun Genel Yayın Yönetmeni Vural Bulut demez mi bana, “yayını kameralar karşısında alsak ya”… Kampüs Fm bir harika : ) Yolumun beni iki yıl aradan sonra yine kameraya, mikrofona çıkması; hem de İrfan Değirmenci’yle buluşturması… Sanırım benim için de geçerli olmalı O’nun da konferansta bir öğrenciye söylediği şu sözlerin enerjisi:  “Eğer bir işi gerçekten seviyorsan ve yapmak istiyorsan, hedef koyuyorsan, o hevesi taşıyorsan, nerede olursan ol bir şekilde o şansla, enerjiyle açılıyor önünde kapılar…”

Vee yayın öncesi son hazırlıklar da tamam… Kameralar, mikrofon, mütevazi dekor, iletişim bölümünden ve radyodan arkadaşlar, hazırlanırken notlar aldığım, laf aramızda elimde tutmaya bayıldığım, kartlar… Kapıda karşılarım, gelmeden önce son bir kez ayna karşısında çalışayım derken, ve notlarıma kaptırmışken, bir baktım ki gelmişler ! Sabah haberlerinin editörü Ertuğrul Albayrak ve Buluş Akpolat’la birlikte, ÇOMÜ öğrencileriyle buluşma öncesi Kampüs FM’deler : )

irfan-degirmenci-comu-1

Ben dört gözle beklediğim çok değerli konuklarımı kapıda karşılayamamış olmanın mahçubiyetinde, kocaman gülümseyerek hoşgeldiniz derken “O kadar içten çağırdınız ki geldik” dedi İrfan Değirmenci…… Yayından önce Kampüs FM ekibi ve Günaydın ekibi oturduk çay eşliğinde, radyodan, radyo haberciliğinden, Edirneli kanser hastası Dilek’in nice hastalara umut veren hikayesinin ekrana taşınma hikayesinden , benim hikayemden, Kampüs Fm’den, habercilikten konuştuk birlikte… Hikayenin kaldığım yerine dönecek olursak şimdi eğer, İrfan Değirmenci az önce bahsettiğim gibi heyecanıma ortak, bana destek olunca, devam ettim yanıtını en çok merak ettiğim sorularla… Bu arada Günaydın ekibini muhteşem bir enerjiyle karşılayan öğrencilerle sohbetinin başında kurduğu ” Az önce bir meslektaşımla röportaj yaptık Kampüs FM’de, oldukça heyecanlıydı, sanırım onun heyecanı bana da yansıdı.” cümlesini öğelerine ayırsam, kelimeleri de ekine  ve köküne… Sonra cümlede anlamı incelemeye koyulsam… Yok yok  dilbilgim yetmiyor bu cümlenin ve konferans esnasında benim için kurduğu diğer cümlelerin, temennilerin benim için ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu ifade etmeye : )

img_0640

İrfan Değirmenci gönlünde tiyatro yatarken yolunun nasıl iletişim dünyasıyla kesiştiğini, kendi deyimiyle “sanayideki” yerel radyolardan Atv Ankara bürosuna, oradan İstanbul’a, Fox’a ve Kanal D’ye uzanan 17 yıllık habercilik hikayesini, hissettiklerini, mesleğe duyduğu aşkı anlattı bu kez yine bütün samimiyetiyle… Ankarada’ki muhabirlik günlerini, habere nasıl baktığını,  bir zaman sonra ne olup da  o heyecanını yitirmeye başladığını ve İstanbul’a gitmeye  karar verdiğini… İstanbul’da sabah haberleri deneyimini, Birand’ı, Birand’dan sonra ana haber bültenlerinin enerjisinin ve algıdaki yerinin değişmeye başladığını… Ekranda kendi oluşturdukları ve gittikçe birbirinin aynı formatta olmaya başlayan sabah haberlerinin arasında sıkılmaya başladıklarını, geceden sabaha yeni güne yeni haberler hazırladıkları enerjileriyle artık akşam saatinde “ana haber” ile, dilime ve haberciliğe ve kendilerine yeniden yeni bir soluk getirme arzularını… Zaten Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğrencileri de Değirmenci’yi aynı temenniyi taşıdıkları pankartlarıyla karşıladı…

imagesCAP9ZVW7

Ekranda yedi yılı, Kanal D’de üç yılı, ekibiyle ve her sabah elde ettikleri birincilikle, sayısız ödüllerle, izleyicinin tarifsiz sevgisiyle geride bırakan İrfan Değirmenci, programımızdan bir hafta sonra Antalya’da “Yılın En İyi Haber Sunucusu” ödülünü aldı… Röportajımızda hikayesini anlatırken satır aralarından kendimize notlar aldığımız, ders çıkardığımız emek, samimiyet, hedef, sevmek, heyecanla inanarak mesleğe gönül vermek ve bütün bunlarla yola çıkınca şansın, başarının ve enerjinin yanında olması, bu ödül haberini aldığım an gözümde birkez daha taçlandı, tamamlandı…

İrfan Değirmenci’ye, Ertuğrul Albayrak ve Buluş Akpolat’a, Günaydın ekibinin tüm kahramanlarına birkez daha gönülden tebrikler bu ödül için ve birkez daha sonsuz teşekkürler İrfan Değirmenci’ye  bu programı gerçekleştirdiğimiz için, herşey için…

Sözü; muhabir heyecanım ve elimde gönlümden bırakamadığım mikrofonumla şu anonsla bırakıyorum keyifli programızın ses kaydına: Dünya dönüyor, Türkiye’nin “ana haberi” ; yüzümüzü gülümsetecek, umut verecek insan hikayeleriyle, çarpıcı gelişmeler ve heyecanın hiç dinmediği bir enerjiyle devam ediyor; İrfan Değirmenci…