Monthly Archives: Ağustos 2015

Yırca Köyü, Güneşe Dönüyor Yüzünü

Standard

Zeytin ağaçlarının yerine kömürlü termik santral kurulmasın diye başlattıkları mücadeleyi kazanan Soma’nın Yırca köylülerinin direniş boyunca dillendirdikleri temiz hava, temiz enerji isteğine, kömürsüz Yırca düşüne güneş doğdu. Uluslararası çevre örgütü Greenpeace, Yırca’nın kömürlü termik santralden elde edilen enerjiyle değil, güneşle aydınlanması için köylülerle birlikte bir kampanya başlattı: Eski Köye Yeni Enerji. İlk etapta köyün camisi ve ilkokuluna kurulacak güneş panelleri, zamanla köyün diğer ortak kullanım alanlarına ve evlere yayılacak. Kampanya başarılı olur da Yırca köyü kömürsüz aydınlanırsa, gittikçe kalabalıklaşan bir dayanışmayla büyüyen zeytin nöbeti gibi, kesilen zeytin ağaçlarının yerine yenilerinin dikilmesi gibi, bu kez güneş enerjisiyle termik santral direnişine ilham olacak. yırca kömürsüz

                                                                                              (Fotoğraf: Greenpeace)

Manisa Soma’daki iki termik santral ve yaşam alanlarının hemen yanı başındaki kül barajı yüzünden topraklarında tütün yetişmez olduğunda tutundukları, yıllarca termik santralin gölgesinde, rüzgarda savrulan küllerinin içinde emekle büyütüp nihayet geçimlerini sağladıkları zeytin ağaçları bölgenin 3. termik santralini yapmak isteyen Kolin şirketi tarafından hukuksuzca kesilen Yırca köylüleri için şimdi yeniden birleşme zamanı. Termik santral direnişinin, zeytin nöbetinin başından beri Yırcalılarla omuz omuza olan ve Kolin’in 6.666 zeytin ağacını katlettikten sonra Yırca’daki termik santral projesinden vazgeçmesi üzerine zaferle sonuçlanan hukuk mücadelesini yürüten Greenpeace, Yırca’nın yüzünü güneşe dönmesi için imece çağrısı yaptı.

yırca zafer

                                                                                               (Fotoğraf: Kazım Kızıl)

Köy camisi ve ilkokulunun enerjisinin 9kW’lık güneş panelleriyle sağlanmasının maliyeti 60 bin TL. Greenpeace’in #EskiKöyeYeniEnerji başlığı altında duyurduğu kampanya ile bu meblağa okullar açılmadan önce ulaşılması hedefleniyor. Yırca’da kömürlü termik santralden elde edilen ve hem insan sağlığına, hem doğaya geri dönülmez zararlar veren, iklim değişikliğine yol açan enerjinin yerine alternatif, temiz enerji yaratmak için köye güneş panelleri kurma imecesine katılmak isteyenler ayrıntılara eskikoyeyenienerji.org adresinden ulaşabilirler.

santral değil zeytin

                                                                                         (Fotoğraf: Kazım Kızıl)

Greenpeace İklim ve Enerji Kampayaları sorumlusu Reşit Elçin, etrafı termik santrallerle çevrili bir köyün güneş enerjisiyle aydınlanmasının bir ilk olacağına dikkat çekerek herkesi Yırca’nın güneş enerjisiyle aydınlanmasına katkı sağlamaya, köylülerin temiz hava, temiz enerji hayalini birlikte gerçek kılmaya çağırdı. Kömürlü termik santralin dumanıyla, hayatlarına verdiği zararlarla çok eskiden beri tanışan köye, bir termik santral daha kurulmasın diyerek yaşam hakkını ve zeytini savunan, çevre mücadelesine ilham olan köylülerle birlikte güneş toplamaya.

                                                             (Greenpeace Eski Köye Yeni Enerji Kampanya Videosu)

Ekofest Zamanı, Kaz Dağları’na Yolculuk Olmalı

Standard

Duyduğumuz yoktu ne vakittir güvercin sesi, kumru sesi pencerede.
Yolculuk mu düştü nedir gene içimize?
Orhan Veli’nin gözlerini kapatıp dinlediği İstanbul’da hafiften bir rüzgar esmiyor
nicedir şiirdeki gibi öyle, rüzgar esse de
ağaçların yavaş yavaş sallanan yapraklarının şarkısı kayboluyor
şehri kuşatan binaların sessiz, soğuk yüzünde.
Yükseklerden sürü sürü, çığlık çığlık kuşlar geçse de ulaşmıyor trafiğin,
hep bir yerlere yetişme gayretinin kalpleri sağır eden gürültüsünde.
Gittikçe birbirine benziyor şehirler, daha fazla tüketmeyi çağrıştıran göz alıcı ışıkları,
bize fark ettirmeden dayattığı alışkanlıkları, yeşilden griye dönen kuş bakışı renkleriyle…
Yoruyor ruhlarımızı doğadan ayrı düşürdükçe, doğayla bağımızı hissedemedikçe.
Gittikçe büyüyen bir boşluğu bütünlemeye çalışıyoruz
neyi aradığımızı bilemez halde bir özlemle.
Oysa uyansak baksak bir sabah, güneş vursa içimize,
kuşlara, yapraklara, nehirlere dönsek, dokunsak bir ağacın gövdesine.
Bir ağacın gövdesine birlikte sarılınca gerçek olan düşler kursak yine…
Yola çıksak, dere tepe yürüyerek dolaşsak, can suyuna varsak, suya karışıp aksak…
Yeniden başlasak. Derin, sakin, serin nefesler alıp bulutların peşine takılsak,
dursak, sussak, anlasak, paylaşsak, sevgiyi çoğaltsak, doğayla bir olduğumuzu hatırlasak.
İşte bu olmalı kuş seslerini penceremize doldurup içimize yolculuk düşüren de,
Kaz Dağları bizi çağırıyor 19 – 23 Ağustos tarihleri arasında Ekofest’e.
Orman gibi kardeşçesine… eko10629755_796415163759580_1390303584331956307_n

Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından bu yıl ikincisi organize edilen Ekofest için geri sayım, heyecanı çoğaltarak sürüyor. İçine yolculuk düşenler, çadırlarını alıp şehrin duvarlarını geride bırakarak toprakla, suyla, ağaçlarla, başka türlü bir yaşamın mümkün olduğunu savunanlarla buluşmak, birlikte yıldızların altında uyumak, Kaz Dağları’nın ruhunda salınmak için yola çıkıyor.

Buluşma noktası, Çanakkale Küçükkuyu ile Balıkesir Altınoluk arasındaki Narlı köyü üstünde, Darıdere Tabiat Parkı’na yakın Fidanlık Mevkiin’de, Kazdağı Doğal Kaynak Suyu Dolum Tesisi bahçesinde oluşturulan kamp alanı. Ekofest ile doğanın kucağında beş gün boyunca, ekolojik, kolektif, müzikten, şiirden, fikirden, üretimden, atölyelerden, farklı direniş hikayelerinden beslenecek bir yaşam kurulacak. Kaz Dağları’nın yamacına varanlar, onun eşsiz havasında, bin pınarından akan suyunda, yeşilden maviye uzayan tonlarında, yüzlerce yıllık zengin geçmişine dair izler taşıyan belleğinde hem bu güzellikleri yaşayacak hem de bunu yok etmek isteyen altın madenciliği, termik santral, HES ve baraj projelerine karşı direnişinin sesini çoğaltacak.

ekofest afiş

Dereler Özgür Aksın Diye

Ekofest için belirlenen kamp alanı da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer 1/100 bin ölçekli Balıkesir – Çanakkale Çevre Düzeni Planında işaretlendiği gibi Mıhlı Deresi’nden Zeytinli’ye kadar olan dereler üzerinde planlanan beş baraj projesi hayata geçirilirse, o bölge, üzerinde yaşayan tüm canlılarla birlikte sular altında kalacak. Ekofest, dereler özgür aksın, Kaz Dağları’nın endemik bitkileri termik santral külleriyle kaplanmasın, ağaçlar kesilmesin, altın madeni aramak için toprak delik deşik edilmesin diye, “Bir orman gibi kardeşçesine” temennisiyle yapılacak. Festival, 19 Ağustos Çarşamba akşamı  belgesel film gösterimleriyle başlayacak.

Ağaç gözleminden doğal temizlik maddesi üretmeye 

Ekofest panellerinde doğa hakları ve ekolojik anayasa, halk kültüründe ağaç, kömürün sağlığa ve çevreye etkileri, zeytin ağaçları, Kaz Dağları’ndaki canlılar ve yaşamlarını tehdit eden eden projeler, bunlara karşı yapılabilecekler  konuşulacak. Yırca’dan Kuzey Ormanları’na, Fırtına Vadisi’nden Alakır’a doğa talanına direnenler, mücadele öykülerini ve biriktirdikleri deneyimlerini paylaşacak. Kurulacak ekopazarda hem Kaz Dağları’nın zeytini, meyveleri, çevre köylülerinin yetiştirdikleri, hem de Soma’nın Yırca köyünde termik santrale karşı zeytin nöbeti tutan kadınların ürettiği sabunlar satışa sunulacak.

eko096242_n

Yaratıcı dramadan sepet örmeye, mandala çizmeye, doğal temizlik maddesi üretiminden ağaç gözlemine, spor aktivitelerinden fotğraf sergilerine, doğa yürüyüşlerinden dansa, yogaya kadar oldukça zengin bir etkinlik programı, çocuklarla büyükleri birlikte doğayı keşfetme oyununa çıkaracak. Bin yaşındaki çınar ağacının altında imece usulu kurulan sahnede her akşam ateş böceklerinin sesine müzik karışacak. Ateş başında türküler, çay, sohbet, dostluk paylaşılacak.

Kamp alanına nasıl ulaşılacağı, etkinliklerin ayrıntıları, Kaz Dağları’nın ruhuna dokunmaya gelirken istemeden ona zarar vermemek için nelere özen göstermek gerektiği, festivalin katılımcılardan ne beklediği gibi soruların yanıtları, http://ekofestival.com/ adresinde.

Yolculuk olmalı şimdi. Kaz Dağları’nın ruhu, eli, sesi, nefesi…